Mekanlara renk katan Albox’ın Trabzon’da başlayan marka yolculuğu, şu an ABD’ye kadar uzanıyor. Pandemiyle birlikte ürün gamlarını genişlettiklerini belirten Albox Yönetim Kurulu Başkanı Olgun Sağlam, yurt dışında pazar paylarını artıracaklarını ifade ediyor.
Albox, 1976’dan beri mobilya sektöründe olan ve kreasyonları ile Türkiye ve dünyadaki yüzlerce konut ve ailenin kalbinde duran bir markanın 3. kuşak hikâyesini anlatıyor. Başarılı bir aile şirketi olarak faaliyetlerini sürdüren Albox, Trabzon’da başlayan bir öyküyü bugün hem yurt içinde her yere hem de yurt dışında birçok noktaya taşıyor. Firma, klasik mutfaklardan modüler mutfaklara, tüm ahşap ev mobilyasına kadar bir ürünün ve stilinin günlük hayatımızın birçok sosyal ve kültürel yönünü nasıl etkilediğini kanıtlayan bu değişimin liderlerinden biri. Mutfak mobilyalarındaki inovatif modellerle ön plana çıkan Albox, pandemi sürecinde de ürün gamını genişletmeye devam etmiş ve mutfakta daha fazla geçirilen vakitten ilham alarak yepyeni modeller geliştirmiş. Biz de Albox’ın hem yeni modellerini hem de markanın yıllar içindeki gelişimini konuşmak üzere Albox Yönetim Kurulu Başkanı Olgun Sağlam ile bir araya geldik.
Bize kısaca Albox markasının ortaya çıkışını anlatabilir misiniz?
Albox, 1976’dan beri mobilya sektöründe olan ve kreasyonlarıyla Türkiye ve dünyadaki yüzlerce konut ve ailenin kalbinde duran bir markanın 3.kuşak hikâyesini anlatıyor. Şu anda 3. kuşakta olan Albox, başarılı bir aile şirketi olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. 4. kuşağımıza daha yenilikçi ve güçlü bir marka oluşturma çabalarımızı gururla bildiriyoruz. Şirketimiz 1976 yılında Osman Sağlam tarafından kurulduğundan bugüne, yurt içi ve yurt dışı pazarına en üst düzeyde tasarım ile kaliteli ürünleri sunma zorunluluğunun bilincindedir. Bu içeriğin temelinde, ürün, malzeme ve üretim sürecinin yeniliklere açık olarak sürdürülmesi yatmaktadır. Albox markası, ekonomik dönüşümün insanların yaşam biçimlerini değiştirdiği, mobilyaların rahatlık, refah ve zevkle ilgili olduğu bir dönemde doğdu. Şirketimiz sizler için en özel ve kaliteli ürünleri dünyanın her bir noktasından seçerek size sunuyor. Albox, mutfak, banyo, kapı ve yaşam odaları gibi geniş bir mobilya yelpazesi ile ihtiyaçlarınızı karşılıyor ve zamansız tasarımla evlerimizi kucaklıyor. Albox, klasik mutfaklardan modüler mutfaklara, tüm yaşam alanlarına, konutlara, ofislere, restoranlara ve otel mobilyalarına varana kadar tüm ahşap mobilyaların üretimiyle, ürünün ve stilinin günlük hayatımızın birçok sosyal ve kültürel yönünü nasıl etkilediğini kanıtlayan bu değişimin liderlerinden biri. Biz Trabzonlu bir aileyiz. Dedem memlekette marangozluk işleriyle uğraşıyormuş. Daha sonra babam Osman Sağlam, babası Ali Sağlam’dan aldığı bir testere ve bir keser ile 1976 yılında mesleği icra etmeye başlıyor. Önce İzmit’te başlayan yolculuk, 1987’de İstanbul’da devam ediyor. Kadıköy’de inşaatların hızlandığı bir dönemde, ilk olarak 250 metrekarelik bir alanda inşaatların doğrama işlerini yapıyoruz. Ben de daha 14 yaşındayken babamın yanında çalışmaya başlamıştım. 1991 yılında 250 metrekarelik atölyemizi iki katına çıkardık. Konut sektörünün hızlanmaya başladı bir dönemde artık bizler de projeksiyon işleri yapmaya başlamıştık. Bir evin kapılarından mutfağına, banyosundan holdeki ahşap kaplamalarına kadar A’dan Z’ye tüm işleri yapar duruma gelmiştik. Hatta size şöyle söyleyeyim, bilgisayarların iş hayatına daha yeni yeni girmeye başladığı bir dönemde, çizim programları yokken excel üzerinde projeler çiziyorduk.
Markalaşma süreciniz nasıl başladı?
2006 yılında ise büyüyen yapımızla birlikte kurumsallaşma çalışmalarımız başladı. Önce markamız için mekanlara yaşam katan markamız Albox’ın ismini bulduk. Markamızın ismini belirlerken ilham aldığımız noktalar şöyle oldu: “Al” kırmızının enerjisini, yaşamı anlatıyor, “Box” ise mekanları ifade ediyor. Bu süreçte biz bir yandan kendi markamızla tasarımlar sunarken, bir yandan da Almanya’nın en büyük mutfak üreticisinin Türkiye distribütörlüğünü de üstlenmiştik. Distribütörlük, tasarım anlamında bize çok şey kattı diyebiliriz. Daha sonra 2012’de ilk mağazamızı açtık. 2015 yılında da ilk ihracatımızı gerçekleştirdik. Markamızın temellerini attığımız atölyemiz hâlâ duruyor. Fabrikasyon üretim dışında, elle yapılması gereken, zanaat yönü yüksek tasarımları orada gerçekleştiriyoruz. Fabrikasyon üretim gerçekleştirdiğimiz bir fabrikamız daha var. O da Ataşehir’de. Bir tane de mağazamız bulunuyor. Aynı zamanda kırılmaz ve patlamaz cam üreticisi Almanya merkezli firmanın Türkiye’deki tek temsilcisiyiz de. Şu anda fabrikamızda 100 kişilik bir ekibimiz var. Bahsettiğim üzere 2 tane atölyemiz bulunuyor. Bir tanesi evveliyatımıza sahip çıkmak, zanaatkar işler için diğeri ise fabrikasyon üretimlerde hizmet veriyor. Bir yılda 8 bin adet kapı, 4 bin adet mutfak ve banyo dolabı üretiyoruz.
Albox pek çok inovatif ürün ve yaklaşımlarıyla sektörde adından söz ettiriyor. Bize geliştirdiğiniz inovasyonlardan bahsedebilir misiniz?
Albox olarak yoğunlukla konut mobilyası ürettiğimizi ifade edebilirim. Bu da üretim kapasitemizin yüzde 45’ini temsil ediyor. Konut mobilyası deyince banyo, mutfak, dolap, kapı girişi, kapılar gibi mobilyalardan bahsediyoruz. Firmamızın en önemli özelliği ise proje işlerin dışında tasarım ile inovasyonu birleştirmemiz. Engellilere yönelik mutfaktan 300 dereceye kadar yanmayan tezgaha kadar tasarım ile teknolojiyi harmanlıyoruz. Yine mutfağın üzerine yerleştirilen ekranlardan hem video seyredip hem de yemek yapabileceğiniz mutfaklara kadar çok farklı mutfak modelleri geliştiriyoruz. Bu anlamda geçtiğimiz yıl geliştirdiğimiz ve üzerine ekleyerek geliştirmeye devam ettiğimiz SEED, yeşil mutfak işte tam da bizim bu özelliklerimizi temsil ediyor. Geri dönüşüme destek amacıyla geliştirdiğimiz SEED ya da diğer bir adıyla “Yeşil Mutfak”, kendi döngüsünü sağlayan, bitki yetiştiren oluşan bitki atıklarıyla gübresini oluşturan ve bir sonraki bitki yetiştirme döngüsünü sağlayan bir sistemle geleceğe ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefliyor. Yine mutfağa yerleştirdiğimiz geri dönüşüm makinesiyle gıda atıkları komposta ya da hayvan mamasına dönüşüyor. Konutlar için ürettiğimiz diğer mobilyalar ise giysi dolapları, tasarımsal duvar ve TV üniteleri, sese ve yangına dayanımlı özel üretim kapılar. Tasarımcılar veya iç mimarlar tarafından hazırlanan ve standart üretimlerin cevap veremediği projelere özel üretimlerimizle cevap vermek misyonlarımız arasında.
Yeni yatırımlar olacak mı?
Konut mobilyaları dışında otel mobilyaları üretiyoruz. Bu da kapasitemizin yüzde 30’unu temsil ediyor. Tabii burada da projenin kimliğine uygun oluşturmuş detaylara uygun özel, yangına dayanımlı ses yalıtımlı kapılar, yataklar, giysi ve valizlikler gibi üretimler dikkat çekiyor. Bir bölümümüz de ofislerde ihtiyaç duyulan iç mimarlar tarafından projelendirilmiş özel üretim mobilyalar. Bu da üretim kapasitemizin yüzde 25’ini temsil etmekte. Üretim gücümüzü geliştirmek ve sürecin bizleri hem makine hem de firmamızın yeni ürünler geliştirmesi adına ele emeğine verdiğimiz değeri de vurgulayarak otomasyon iş kalitesini artırması için üretim parkurumuza 2023 yılı başında yeni makineleri dahil ettik. Burada hedefimiz durağan gecen süreci açılacak olan piyasa şartlarını göz önünde bulundurarak rakiplerimizden daha hızlı bir başlangıç yapabilmek. Kapasitemizde buna bağlı olarak bir önceki yıla oranla yüzde 15-20 bandında üretimimizi artırmayı hedefliyoruz. Yatırımlarımızı buna yönelik yaptık. İstanbul içinde hacimsel üretim yapmak ve mavi yaka personele ulaşmak artık her geçen gün zorlaşıyor. Bunu da göz önünde bulundurarak şirketimiz Sakarya Kaynarca bölgesinde Mobilya İhtisas OSB içinde yeni bir fabrika yatırıma başlama kararı aldı. Başlangıç olarak yaklaşık 150 milyon TL’lik bir yatırımda bulunmayı ön görüyoruz. Kısacası biz inovasyon ile tasarımı birleştiren bir markayız. Pandemi döneminde hem çalışma masası hem mutfak tezgahı mutfak modelimizle büyük ses getirdik. Yine üzerinde mikrop tutmayan nanoteknolojik mutfak modelimizde tam not aldı ve tüketicilerimizin ürünlerimize ilgisi yoğun. Çünkü onların ihtiyaçlarına cevap veriyoruz.
İhracat performansınız nasıl?
İhracatta standartların dışına çıkmayı ve ortaya yeni ve teknolojik ürünler sunarak ihracatta kilogram başına ihracatı artırmayı hedefliyoruz. Hedeflenen pazardaki tüketicinin alışkanlıklarını bilmeyi ve bu veriler nezdinde pazara doğru ürün servis etme çalışmalarımız devam ediyor. Bu pazarlardaki hem pastadaki payımızı hem de bilinirliğimizi artırmayı planlıyoruz. Bunun için de lokal fuarlara katılmanın yanı sıra dijitalin gücüne inanarak sosyal medya çalışmalarımızı hızlandırdık. Şu anda sosyal medya için yeni bir içerik oluşturuyoruz. Bu içerik üzerinden insanlar hayata dair her şeyi bulabilecekler. Kanalımızın ismi de Social Box. Ve daha değerlisi lokalde partnerler (Albox Mağazaları) oluşturmaya gayret ediyoruz. 2022 yılında toplam ciromuzun içindeki ihracat payımız da yüzde 45 oranında. Bunu kısa vadede yüzde 50’nin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.
Diğer markalardan nasıl ayrışıyorsunuz?
Biz teknoloji ile tasarımı bir araya getiriyoruz. Bu yüzden ne sadece göze hitap eden ne de sadece ihtiyaçlara cevap veren mutfaklar üretiyoruz. Biz hemihtiyaçlarayüzde100cevapverenhemdegünün trendlerine yön veren tasarımları müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz. Sektörde ilkleri ortaya çıkarıp bunu müşterimize sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.
Şu anda hangi inovatif ürün üzerinde çalışıyorsunuz?
Yeni dünyada tüketici tercihleri değişmekte ve hızlı değişen gündemde tüketicinin minimum 5 yıl kullanacağı sabit mobilyaları tasarlamak ve bu minimum 5 yıl kullanacağı mobilyaları, tüketicinin geleceğe dönük ihtiyaçlarını karşılayacağı şekilde geliştirmeye ve bunun için de AR-GE, ÜR-GE çalışmalarımıza Albox olarak maksimum hız ve heyecanla devam ediyoruz.
Ciro ve ihracatta 2023 hedefleriniz neler?
Albox olarak hedef pazarlarımız Avrupa ülkeleri, İngiltere ve ABD. En değer verdiğimiz pazar Birleşik Krallık. Bu pazarın önemi hem Avrupa hem de ABD pazarına lojistik olarak da önemli bir coğrafi özelliğe sahip olması. Her iki kıtaya da benzer özelikte yaşam tarzları mevcut. Bu kriter de bizim için önemli. Bu yılki hedefimiz ilk çeyrekte düşmüş olsa da yıl sonuna kadar yüzde 55 ihracat oranını yakalamayı planlıyoruz. İç pazardaki dengeler 2022’dekine benzer özellikler taşısa da ilave faktörlerle girdiğimiz 2023 yılın ilk 5 ayında güncel etkenlerle birlikte ciddi farklılıklar gösterdi. Önce yeni yıl girişinde bir beklenti içine girildi. Sonra şubat ayında 11 şehirde yaşadığımız 2 deprem ve sonrasında seçim ve seçimin 2. tura kalmasıyla yurt içinde satışların durmasına sebebiyet verdi. Konut satışlarının yüzde 35 azalması, buna bağlı olarak mobilya yenilemelerinin ertelenmesi, buna bağlı olarak ihtiyaç olan mobilya üretiminin azalması, nakit akışının durması, banka reel faizi ile politika faizi arasındaki fark sebebiyle vatandaşın krediye ulaşamaması, yurt içindeki talebi durma noktasına getirdi ve enflasyonun tırmanışı devam etti. Biz tüm bu olumsuzluklara rağmen hem üretimimize hem de markamıza yatırımlarda bulunmaya devam ediyoruz.
Türkiye’deki mutfak ve banyo pazarından söz edebilir misiniz?
Sektördeki talep yeni inşaatlar için proje pazarı, eski konutların mutfak ve banyo mobilyalarının yenilenmesi ile oluşan yenileme pazarı şeklindedir. 2018 yılına kadar proje pazarı yüzde 70, yenileme pazarı yüzde 30 düzeyindeydi. İnşaat sektöründe vitesin küçülmesiyle şu anda yüzde 40’a, yüzde 60’a geldiğini söyleyebiliriz. Modüler mutfak ve banyo toplam firma sayısı 130 civarındadır. Bu firmaların ise yüzde 60’ı yerli üretici markalardan diğer yüzde 40’ı ithal markalardan oluşmaktadır. İthal markaların ise yüzde 70’i İtalyan, yüzde 30’u ise Alman’dır. Türkiye modüler mutfak ve banyo sektör büyüklüğü 1 milyar dolardır. Pazarın yüzde 30’u markalı firmaların elindedir. Yüzde 70’i ise kurumsal olmayan atölyelerin elindedir. Kısacası daha yeni büyümeye başlayan bir pazardan bahsediyoruz. Markalı firmaların ürünlerinden ziyade, marangozların hakimolduğubirsektördensözediyoruz.Yaklaşıkher yıl Türkiye’de 600 bin civarı konut inşa edilmektedir. Bu da yeni yapılan binaların dışında, mevcut banyo ve mutfakların yenilenmesiyle 1 milyon adet mutfağın ve banyonun üretilmesi ve ithal edilmesi anlamına geliyor. Pazar, her yıl yüzde 10 büyüyor. Bu anlamda mobilya sektörüyle paralellik gösteriyor. Yeni konutların mutfak ve banyo mobilya ihtiyacı dışında mevcut konutların mutfak ve banyo mobilyalarının yenilenmesi de sektörü hareketlendirmektedir.
Eklemek istedikleriniz…
Ülkemizin coğrafi konumu, mdf/yonga üretimde dünyada 2. sırada olması, navlun sorunun olmaması, üreticilerimizin hızlı reaksiyon gösterme becerisinin avantajlarını daha efektif kullanması için yöneticilerden ihracat kanallarındaki çalışmalarımızın önünü açmak için döviz politikalarındaki çalışmalarını daha hızlı bir şekilde düzenlenmesini istiyor ve bekliyoruz.