İstanbul’un yanı başındaki balıkçı kasabası Şile’deki Vira Restaurant’ın sahibi ve işletmecisi Okan Sarı, Vira’yı bir müdavim restoran olarak tanımlıyor. 5 duyuya da hitap eden Vira Restaurant’ta, bir yandan taptaze deniz ürünleri ve günlük olarak hazırlanan balıkların tadına bakarken bir yandan da kendinizi eşsiz bir ambiyansın içinde bulacaksınız.
İstanbulluların hafta sonu nefes alabilecekleri ender yerlerden biri olan Şile, doğal güzellikleri kadar lezzetleriyle de ön plana çıkıyor. İstanbul’dan arabayla sadece 40 dakika uzaklıkta olan Şile’de keyifli bir günün sonunda gün batımına karşı “deniz, balık, keyif” üçlüsünü yaşamak için en doğru lokasyonlardan biri Vira Restaurant. Vira Restaurant’ı Şile’deki diğer mekanlardan özel kılan ise balıkçılıktan gelen ailenin bunu işletmecilikle harmanlaması. 1968 yılında Şile Limanı inşa edilmeden önce zamanın ünlü balıkçı reisi Osman Reis ve oğulları teknelerini, ağlarını ve uğraşları ile ilgili her türlü donanımlarını kışın hışmından korumak üzere bir bina yaparlar. Bu bina Osman Reis ailesinin genç 3. kuşak torunu Okan Sarı tarafından 1988 yılında Vira Bar olarak işletmeye açılır. 9 yıl sonra konsept değiştirilerek mekan, Vira Restaurant ismini alır. Dediğimiz gibi Vira, balıkçılıktan gelen bir ailenin işletmesi. Okan Bey de hâlâ her sabah teknesiyle denize açılmaya devam ediyor ve o gün denizin verdikleri müşterilerine sunuyor. Paşalimanı iskelesi Eski Tütün depolarının yanında İstanbul boğazına hakim terası ve 1400 metrekarelik kapalı alanıyla özellikle akşamları eşsiz bir gün batımı sunan Vira lezzetleriyle olduğu kadar müziği atmosferi ve bir anlamda 5 duyuya hitap için “Ruha Lezzet Katan” yapısıyla da beğeni topluyor.
“Biz sadece karın doyurma mekanı değiliz. Biz insanların ruhunu doyurmaya talibiz. Her şeyimizle fark yaratıyoruz”
Tarihi amforalar, 30 yıllık bir plak arşivi… Vira’nın içi bir nevi balıkçı barınağına benziyor. Doğal ahşap masalar, sandalyeler, Okan Bey’in 30 yıllık arşivinden oluşan müthiş bir müzik kalitesi, deniz güneş ve doğa… Okan Bey, bu konsepti yıllar içerisinde oluşturduklarını belirtiyor. “Dünyanın farklı yerlerini gezmeyi, oralardaki mekanlarda nelerin olduğunu gözlemlemeyi seven biriyim. Bu anlamda Yunanlıların kendi konseptlerini çok iyi lanse ettiklerini düşünüyorum. İlk başta Vira’da biraz Tayland, biraz Yunan esintileri vardı. Daha sonra özümüze dönmeye karar vererek bulunduğumuz lokasyonu yani Karadeniz’in ruhunu yansıtmaya karar verdik ve bir nevi kendinizi balıkçı barınağında hissedeceğiniz konsepti oluşturduk” diyen Okan Sarı, Vira’da İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne kayıtlı 120 adet amforanın da olduğunu belirtiyor. Bir mekanın olmazsa olmazı müzik konusunda da Okan Bey’in 30 yıllık plak koleksiyonundan keyifli bir müzik seçkisi sunuluyor. “Müzik, restorancılıkta olmazsa olmazdır. Balık kültüründe 5 hisse hitap edemiyorsanız, eksik sayılırsınız. Biz bir müdavim restoranıyız. Artık 3. kuşak bize gelmeye başladı” diyen Okan Bey, ruha lezzet kattıklarının da altını çiziyor. Okan Sarı, “Biz karın doyurma mekanı değiliz. Biz insanların ruhunu doyurmaya talibiz. Her şeyimizle fark yaratıyoruz” diyerek bu ruhu yaşamak isteyen herkesi Vira’ya bekliyor.
