• Dergi
  • Künye
  • İletişim
Perşembe, Eylül 11, 2025
Markahayat
  • Moda
  • Araştırma
  • Cemiyet
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Mekan
No Result
View All Result
  • Moda
  • Araştırma
  • Cemiyet
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Mekan
No Result
View All Result
Markahayat
No Result
View All Result
Home Araştırma

Sürdürülebilir Bir Dünya Mümkün

Sürdürülebilir Bir Dünya Mümkün
Share on FacebookShare on Twitter

Sürdürülebilirlik; çevre, sosyal ve yönetişimi içerisinde barındıran çok geniş bir alan ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok firma sürdürülebilirlik üzerine çalışmalara başladı.

İklim değişikliğinin insan faaliyetleri sonucu oluşmuş küresel bir sorun olduğu ve gezegenin doğal yaşam döngüsünün devam edebilmesi için küresel ısınmanın bu yüzyıl sonuna kadar 1.5 C derecede sınırlandırılması gerektiği artık bilimsel bir gerçek. Mevcut süreçte ise gezegenimiz, sanayi devrimi öncesine göre 1.2 C derece daha sıcak. Dünya Ekonomik Forumu 2021 Küresel Riskler Raporu, önümüzdeki 10 yılda gerçekleşmesi muhtemel en önemli 10 riskin yarısının hem olasılık hem de etki bağlamında iklim değişikliğiyle bağlantılı olacağını belirtiyor. Dolayısıyla küresel emisyonların azaltılması, sektörel yeşil dönüşüm ve daha adil finansman paylaşımı en temelde yatıyor. AB’nin bu konuda öncü rol almak istediğini görüyoruz. Dönüşümün maliyetli olacağı da aşikar. Ülkemizde sürdürülebilirliğin öncü şirketlerinden Semtrio Kurucusu ve CEO İlker Turan, sürdürülebilirlik, yeşil mutabakat hakkında bilinmeyenleri anlattı.

AB, 2030 yılında emisyonunu yüzde 55 azaltacak
AB, 2050 yılına kadar birliği net sera gazı emisyonlarının olmadığı bir kıta haline getirmek amacıyla hazırladığı yeni bir ekonomik büyüme stratejisi olan Avrupa Yeşil Mutabakatını Aralık 2019’da sundu. Çevrenin korunmasının yanı sıra doğal sermayenin korunup geliştirilmesi, ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıştığı, adil, kapsayıcı ve rekabetçi bir büyüme modeli karşımızda. AB, 2030 yılı için de emisyonlarda yüzde 55 azaltımı hedefliyor. Temmuz ayında 2030 hedefine ulaşmak için açıklanan Fit For 55 Paketi dahilinde sunulan taslak tekliflerden biri Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ydı (CBAM). CBAM’ı kısaca, AB pazarına girecek ya da ithal edilecek ürünlerin içeriğindeki karbonun fiyatlandırılması olarak özetleyebiliriz. İlk etapta üretimden kaynaklı doğrudan emisyonlar yani Kapsam-1 emisyonları dikkate alınacak. Seçilmiş 5 sektördeki (çimento, gübre, demir-çelik, elektrik ve alüminyum) ihracatçılarımızın, eğer ürüne yönelik doğrulanmış karbon ayakizi bilgisi yoksa mekanizmanın firmalara ek maliyet getireceğini biliyoruz.

2053 yılında net-sıfır hedefi
AB, dönüşüm için ilk adımda 1.8 trilyon avro ayırmış durumda. Ülkemiz içinde de 11. Kalkınma Planı ve Ticaret Bakanlığı’nın Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nda yeşil finansmana ve sektörel dönüşüme yer veriliyor. Gelinen noktada 2053 net-sıfır hedefine yönelik bir yol haritasının açıklanması başta olmak üzere CBAM’ın 2026 mali yükümlülük dönemi başlamadan AB ETS’ye uyumlu bir ulusal karbon fiyatlandırma sisteminin hayata geçirilmesi gibi uygulamalar; ülke politikasının belirlenmesine, dolayısıyla sektörlerin kendi yollarını çizmesine ve maliyetlerini daha net analiz edilmelerine yardımcı olacaktır. CBAM taslağında, eğer AB-dışı bir ülkede AB ETS’ye benzer bir mekanizmanın olması halinde ilerleyen süreçte muafiyet imkanı olabileceği yazılı. Halihazırda firmalar MRV sistemi dahilinde raporlamalarını ülkemize yapmakta. Yapmayan firmaların da önümüzdeki yıllarda kurumsal hesaplamalarının dışında ürün bazında karbon ayak izini hesaplamaları ve doğrulatmaları hazırlık süreci için oldukça önemli olacak.

Yeşil mutabakat, ülkemizde de devrede TÜSİAD’ın 2020 raporunda tüm ekonomiyi temsil eden 24 üretici sektör için yaptığı analizde örneğin, AB ile ihracatta karşılaşılması muhtemel gelir kayıpları (karbon fiyatının ton başına sırasıyla 30 ya da 50 avro olması durumuna bağlı olarak) çimento sanayinde yüzde 13,2-yüzde 22; demir-çelikte yüzde 1,7-yüzde 2,8; kimya sanayiinde yüzde 1,1-yüzde 1,9; otomotivde ise yüzde 0,7-yüzde 1,2 olarak hesaplanmıştı. Ancak maliyetlerin dışında fırsatların da kapıda olduğunu düşünmek gerek. AB kendi üretimini koruyarak küresel ortamda yeşil mutabakatla öncü rol almak istediğini belirtti. Dönüşüm aslında AB için de geçerli bir durum. AB’li üretici döngüsel ekonomi ya da azaltım hedeflerinde zorlanacaktır. Dolayısıyla AB ile olan yakın ticari ilişkimize dayanarak ve karşılıklı güven ortamı yaratılarak, sektörel dönüşümü AB ile birlikte işlevsel hale getirmek kritik önemde. İklim kriziyle mücadelede AB’de olduğu gibi “enerjide dönüşüm” en önemli konulardan biri. Ülkemizde de enerji verimliliği, etkin bir karbon fiyatlandırması ve yenilenebilir enerji en gerekli adımlar. Örneğin, AB üye ülkelerinin hemen hemen hepsi kömürden çıkış tarihi vermiş bulunuyor. Aynı şekilde Fit For 55 Paketi ile üye ülkelerde artırılmış enerji vergileri, yenilenebilir payını görmek mümkün. AB’de alternatif yakıt seçimleri, hidrojen ya da fosil yakıtsız elektrikli araçların sayısı giderek artıyor. Türkiye’de yapılan yeni bir araştırmaya göre karbonun maliyetlendirilmesi, kömür teşviklerinden vazgeçilmesi durumunda en geç ülkemizde 2030 yılında kömürden çıkış gerçekçi ve ulaşılabilir bir hedef. Kömürden Çıkış Senaryosu kapsamında değişen politikaların sonucunda, “elektrik sektörü kaynaklı karbon emisyonlarında, 2021 yılına kıyasla 2035 yılında yüzde 82,8’lik bir düşüş yaşanabileceği ve 2035 yılı emisyonlarının 27,6 milyon ton CO2’a gerileyebileceği” belirtiliyor. Elektrik üretiminde yerli kaynakların payı “2035 yılında 2021’deki yüzde 51,3 seviyesinden tamamı yerli ve yenilenebilir kaynaklardan oluşan yüzde 73,6’ya çıkacağı; mevcut politikalarda ise yerli kaynakların payı yenilenebilir ve yerli kömür toplam olmak üzere yüzde 59,2 seviyesinde kalacağı” öngörülüyor.

Sanayileşme ve nüfus, karbon ayakizini artırıyor
Dünyada sera etkisine neden olan başlıca gazlar su buharı, karbondioksit, metan ve ozondur. Karbondioksit, atmosferin olağan bileşenlerindendir. Ancak sanayileşme ve nüfusun artmasıyla beraber “aşırı” bir şekilde insan faaliyetleri sonucu fosil yakıtların yanmasından dolayı atmosferdeki miktarı giderek artış göstermiştir. Karbon ayakizi tanımı ise Kyoto Protokolü tarafından belirlenmiş üretim, hizmet, işleme gibi faaliyetler sonucu oluşan sera gazlarının etkilerinin CO2 cinsinden eşdeğerlerinin hesaplanması çalışmasıdır. Büyük resimde fosil yakıt kullanımı, endüstriyel işlemler, ulaşım, ısıtma- soğutma, elektrik kullanımı gibi faaliyetler sonucu CO2 emisyonu ortaya çıkıyor. TÜİK’e göre ülkemizde sera gazı emisyonlarında yüzde 78,9 oranla CO2 ilk sırada yer almaya devam ediyor. Toplam CO2 emisyonlarının 2019 yılında yüzde 87,4’ü enerji, yüzde 34,6’sı elektrik ve ısı üretimi, yüzde 12,3’ü endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı ve yüzde 0,3’ü tarım ve atık sektörlerinden kaynaklı olduğu açıklanıyor. Ülkemizdeki kişi başı toplam sera gazı emisyonu 2019 yılında 6,1 ton CO2 eştir. Günlük hayatımızın hemen hemen her adımında da karbon ayakizi bulunuyor. En çok bilinen fosil yakıtla çalışan arabaların kullanımı sırasında atmosfere bırakılan CO2 dışında, kömürlü termik santrallerinden gelen elektrikte; ev ve iş yerinde aydınlatma, ısıtma, soğutmada (klimalar) kullanıldığında, ofis ekipmanları ve beyaz eşyalar için harcanan elektrikte, günlük iş yerinde kullandığınız kağıt miktarında, uçuşlarda, yenilen besinlerin işlenmesi sırasında veya bir e-mailin gönderiminde açığa çıkan CO2 örnek gösterilebilir.

Önceki Yazı

Sanatta NFT Çılgınlığı

Sonraki Yazı

Harbiye’nin Cool Gastronomi ve Eğlence Mekanı: denk

Sonraki Yazı
Harbiye’nin Cool Gastronomi ve Eğlence Mekanı: denk

Harbiye'nin Cool Gastronomi ve Eğlence Mekanı: denk

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Eylül - Ekim 2023 Dergi

Kategoriler

  • Araştırma (21)
  • Cemiyet (5)
  • CEO'nun Güncesi (4)
  • Dekorasyon (1)
  • Gezi (10)
  • Kültür Sanat (2)
  • Mekan (4)
  • Moda (2)
  • Röportaj (22)
  • Sağlık (3)

Kategoriler

  • Araştırma (21)
  • Cemiyet (5)
  • CEO'nun Güncesi (4)
  • Dekorasyon (1)
  • Gezi (10)
  • Kültür Sanat (2)
  • Mekan (4)
  • Moda (2)
  • Röportaj (22)
  • Sağlık (3)
  • Dergi
  • Künye
  • İletişim

© 2022 Markahayat İş Dünyasının Hayata Yansıması.

No Result
View All Result
  • Moda
  • Araştırma
  • Cemiyet
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Mekan

© 2022 Markahayat İş Dünyasının Hayata Yansıması.