“Yurt dışı tatil daha ucuz. Fiyatlar artık yabancılar için de pahalı” gibi ifadeler konuşula dursun, sektör bu yıl sonu için 64 milyar dolar gelir hedefliyor. Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan 2024 yılı turizm verilerine göre Türkiye’nin dünyanın en çok ziyaret edilen 4. ülkesi olduğunu da hatırlatmakta yarar var.
Küreselleşmeyle birlikte dünyada seyahat edenlerin sayısı hızla artarken pandemiyle birlikte turizm büyük bir yara almıştı. Pandeminin bitmesiyle birlikte turizm yeniden hareketlenmeye başlasa da bu kez artan maliyetlerin uçak, konaklama, gıda gibi kalemlere yansıması turizmi olumsuz etkilemeye devam etti. Ancak son gelen rakamlar sektör açısından oldukça ümit verici. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC), küresel sektörün bu yıl ekonomiye 11,7 trilyon dolar katkıda bulunacağını öngörüyor. Bu rakam, küresel GSYİH’nin yüzde 10,3’üne denk geliyor. Turizm sektörünün dünya çapında 371 milyon kişiye de istihdam yaratacağı öngörülüyor. Uluslararası ziyaretçi harcamalarının, pandemi öncesi 2019’dan 164 milyar doları aşan ve rekor bir seviye olarak kabul edilen 2,1 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Rakamlar da sektörün artık toparlandığını ve eski ihtişamlı günlere döndüğünü gösteriyor.
64 milyar dolar gelir hedefi
Ülkemize bakacak olursak da Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün yayımladığı Mayıs 2025 Dünya Turizm Barometresi’ne göre Türkiye, dünyada en çok turist ağırlayan 4. ülke konumunda. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un aktardığı verilere göre Türkiye, 2024 yılını 62,3 milyon ziyaretçi ve 61,1 milyar dolar gelirle tamamladı. 2017 ile 2024 arasında turist sayısında yüzde 64, turizm gelirlerinde ise yüzde 95,5 oranında bir artış meydana geldi. Gecelik gelir 2017’de 75 dolar iken, 2024’te 108 dolara, 2025’te ise 116 dolara ulaştı. 2025 yılı için hedef ise 64 milyar dolar turizm geliri elde edebilmek. “Bu kadar emeğin karşılığı olarak 2025 yılı da turizmde yine rekorlar kıracağımız bir yıl olacaktır” diyen Ersoy, “Temel hedefimiz çevresel, kültürel ve ekonomik sürdürülebilirliği gözeterek turizm faaliyetlerini 81 ilimize ve yılın 12 ayına yaymaktır” açıklamalarında bulunuyor.
Yunan Adalarına talep arttı
Rakamlarla çizilen tablo gayet umut verici görünse de Yunan Adalarına kapı vizesiyle giriş imkanı tanınması ve AB’nin vize reddi problemi karşısında vizesiz ülkelere olan talep turizmciyi zorluyor. Türkiye Otelcileri Birliği (TÜROB) 2024 yılında Yunanistan’ı ziyaret eden 1,2 milyon Türk vatandaşının 1 milyar euro harcadığını belirtirken, bu sene ise ziyaretçi sayısının 1,4 milyona çıkacağı belirtiliyor. Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısının ise 800 bine yükselmesi beklense de karşılıklı ziyaretçi trafiği arasında neredeyse yarı yarıya fark bulunuyor. Adaları tercih edenler Türkiye’de tatil yapmanın çok daha yüksek olduğunu ifade ederken, uzmanlar ise vize, ulaşım gibi masrafların yanı sıra konaklama yapılan otellerin Türkiye’deki otellere göre daha düşük kalitede ve arada çok ciddi bir hizmet kalitesi farkı olduğunu sözlerine ekliyorlar. Yani Türkiye’de tatil yapmanın bir avantaj olduğunu belirtiyorlar. Tur operatörleri de adalar dışında vize problemi nedeniyle Balkanlar, Türki Cumhuriyetler, Japonya gibi vizesiz yerlere ciddi bir talep olduğunu belirtiyorlar.
Yabancıya “sudan ucuz” tatil imkanı
İşte tam da bu noktada Fulya Soybaş’ın Hürriyet’te kaleme aldığı haber dikkat çekici. “Avrupa’nın ucuzluk marketi olarak bilinen Aldi, gidiş- dönüş uçak bileti ve Pamukkale gezisi dahil, Antalya’da 5 yıldızlı otelde, yarım pansiyon, kişi başı 199 Euro’ya (yaklaşık 9 bin TL) tatil satmaya başladı” haberini, uzmanlarla masaya yatırdı. Öyle ki yabancıların Türkiye’de Türklerden daha ucuza tatil yapması, sosyal medyada büyük ses getirmişti. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Gazeteci Adem Metan’a konuyla ilgili şu açıklamada bulunmuştu: “400 odanız var ve 300’ünü yabancı pazara tahsis ediyorsunuz. Bu 300 kontenjanı da çeşitlilik olması için ayırıyorsunuz; ‘100 oda Rus, 100 oda Alman, 100 oda İngiliz turist’ gibi… Tüm yumurtaları aynı sepete koymamak önemli. Çünkü her pazarda her zaman ekonomik-siyasi kriz, boykot vs., bir aksilik çıkabilir. Kalan 100 oda ise yerli pazara ayrılıyor. Bu 100 oda ise tur operatörlerine, mayıs ayından ekim sonuna kadar, belli bir doluluk oranı ve belli bir garanti ile dağıtılıyor. Otel diyor ki; ‘100 oda senin. Ama bunun yüzde 80’ini şu fiyattan dolduracaksın.’ Otel ve tur operatörü arasında bir nevi kontrat yapılıyor yani. Türk pazarının sezonu ise hayli dar; temmuz-ağustos. Haziran 20’si gibi okulların kapanması ile yükselir, eylülde okulların açılması ile düşer. Dolayısıyla diğer ülkelerin yüksek sezonuna rastlayan dönem, bizim zaten ‘tüm’ sezonumuz. Bu sebeple Türkiye pazarında tatil fiyatları dışarıya göre yüksek.” Her ne olursa olsun Türkiye, dünya turizminde yükselmeye ve yabancıların her daim ilgisini çekmeye devam ediyor. Ana sorun ise kişi başına geliri nasıl yükselteceğimizi ve turizmi nasıl 12 aya yayacağımız!
Gece Serinliğinde Tarihi Yolculuk
Sahip olduğu kültürel mirasla dünyanın en zengin ülkelerinden olan Türkiye, yüzyıllar boyunca yurt olduğu sayısız medeniyetin izlerini taşıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın geçen yıl başlattığı “gece müzeciliği” projesiyle bu mirasın eşsiz örnekleri artık hava karardığında da gezilebiliyor. Kapılarını gece misafirlerine açan ilk adres ise UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Efes Antik Kenti oldu. Gelen talepler doğrultusunda bakanlık projeyi genişletti. 1 Haziran-1 Ekim tarihleri arasında 13 ilde 27 müze ve ören yeri geceleri de ziyaretçilerini bekliyor.
İstanbul Eski Günlerine Kavuştu
İstanbul, 2024 yılında katılımcı sayıları 50 ila 7.300 arasında değişen 86 kongreye ev sahipliği yaparak Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği (ICCA) verilerine göre dünya kongre şehirleri sıralamasında 20’nci sıraya yükseldi. Avrupa sıralamasında ise 15’inci sırada yer alan İstanbul, 2015’ten bu yana ilk kez ilk 20’ye girerek eski pozisyonunu geri kazandı.
