Uykunun dışında kalan sürenin en az 10’da birinde züccaciye ürünleri kullanıyoruz. Bir anlamda tam da hayatımızın merkezinde yer alıyor züccaciye sektörü ve Türkiye, bu alandaki başarısıyla tüm dünyanın tercih ettiği marka haline geldi.
Pandemiyle birlikte evimizin en çok kullandığımız alanlarından birine dönüşen mutfaklar, artık eskisinden daha renkli. Bütün kahve çeşitlerini yapabilen kahve makinelerinden döküm tencerelere, kişiselleştirilmiş tabaklardan yemekleri kısa bir sürede pişiren airfryerlara kadar ürün yelpazesi her geçen gün büyüyor. Dışarıda yeme içme oranı azaldıkça ve mutfaklarda daha fazla vakit geçirilmeye başlayınca, züccaciye ürünlerine de ilgi arttı. Öyle ki yüzde 50’si ihracat, yüzde 50’si iç pazar olmak üzere 12,5 milyar dolarlık dev bir sektörden bahsediyoruz. Sektörün en büyük özelliği de sanılanın aksine üretici bir sektör olması. 6,25 milyar dolarlık ihracata karşılık 1,2 milyar dolarlık bir ithalat söz konusu. Bu da 4 milyar dolarlık dış ticaret fazlasıyla Türkiye’nin en çok dış ticaret fazlası veren sektörlerinden biri konumuna taşıyor züccaciye sektörünü. 2025 yılı için kendisine 6,5 milyar dolarlık bir ihracat hedefi koyan sektör, dünya ülkelerinin neredeyse yüzde 90’ına ihracat gerçekleştiriyor. Bu özelliğiyle de dünyanın en büyük 10 ihracatçı ülkesinden biri Türkiye.
ZÜCDER Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Öksüz “Türkiye İsmi Tüm Dünyada Biliniyor”
Sektörünün en büyük çatı derneği Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER)’nin başkanlığını üstlenen Mesut Öksüz, “Gıda gibi, tekstil gibi olmazsa olmaz bir sektör. Her gün 3 değil 2 öğün yemek yenilip sadece su içildiğini düşünsek dahi, uyumadığımız sürenin en az 10’da 1’inde sektörümüzün ürünlerini kullanmak durumundayız. Hele ki ev hanımları için yemek hazırlama, misafir ağırlama vs. hesaba katarsak, günlerinin en az 1/5’i mutfakta ürünlerimizi kullanarak geçiyor. İşiniz lokanta, eğlence sektörü, turizm ise bu süre daha da artıyor. Bu kadar hayatın içinde olan bir sektörden bahsediyoruz. Cam, porselen ve seramik, plastik, ağaç, metal, alüminyum, elektrikli ev eşyaları, hediyelik ürünler ve endüstriyel mutfak olmak üzere çok çeşitli alt gruplarımız var. Bugün dünyada hatırı sayılır sayıda markamız var. Camda, porselende, dünyanın neresine giderseniz gidin, sektörle uğraşan herkes Türkiye’deki firmaların ismini bilir. Birçok ülkeden firmalar bize ulaşıyor ve ‘Biz şu firmanın distribütörlüğünü almak istiyoruz, bize vermiyorlar, yardımcı olur musunuz?’ diyorlar. Bu da firmalarımızın ne kadar güvenilir ve hatırı sayılır bir noktada olduğunu gösteriyor” açıklamalarında bulunuyor.
Çeyiz Setleri 10 Bin TL’den Başlıyor
Sektörün iç pazarda satışlarını güçlü kılmasını sağlayan en önemli özelliklerden biri, tabii ki ülkemizde yaygın olan çeyiz kültürü ve özel günler. Yılbaşı, Sevgililer Günü, dini bayramlar, Öğretmenler Günü, Anneler Günü derken, kupalardan battaniyelere, elektrikli küçük ev aletlerinden dekoratif eşyalara kadar züccaciye sektörünün kucakladığı pek çok alan, birer hediyeye dönüşüyor. Çatal bıçak, tencere setlerinden nevresim takımlarına kadar bir evin tüm ihtiyaçlarını kapsayan çeyiz setleri de sektörün en çok satışını gerçekleştirdiği diğer kalemlerden biri. “2024 Eylül itibariyle hem ihracat tarafında hem de iç pazarda bir hareketlenme başladı. Özellikle insanlar alışveriş için Kasım ayı indirimlerini beklediler. Biz de bu dönemde satışların artacağını biliyorduk. Aralık ayına da hızlı bir giriş yaptık. Çeyiz setlerinin fiyatları şu dönemde bile 10 bin TL’den başlıyor” diyen Mesut Öksüz, 2025’de asgari ücretteki artış sonucu tüm ürün gruplarına zam gelmeden önce tüketicileri, ellerini hızlı tutmaya davet ediyor.