• Dergi
  • Künye
  • İletişim
Perşembe, Eylül 11, 2025
Markahayat
  • Moda
  • Araştırma
  • Cemiyet
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Mekan
No Result
View All Result
  • Moda
  • Araştırma
  • Cemiyet
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Mekan
No Result
View All Result
Markahayat
No Result
View All Result
Home Araştırma

Kendi̇ Sektörleri̇nde “Marka” Oldular!

Kendi̇ Sektörleri̇nde “Marka” Oldular!
Share on FacebookShare on Twitter

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Her biri kendi alanında adlarından söz ettiriyorlar. Kariyer basamaklarında emin adımlarla ilerleyerek başarılarını zirvede taçlandırdılar. Markahayat olarak biz de başarılı iş kadınlarımızla bir araya gelerek onların başarı yolculuklarını dinledik.

PASHA BANK GENEL MÜDÜR VEKİLİ HALE YILDIRIM

BANKACILIK SEKTÖRÜNDEKİ CAM TAVANLARI KIRIYOR

Bankacılık kariyeriniz nasıl başladı?

Küçüklüğümde babam Mali İşler Müdürüyken onunla işe gitmeye bayılırdım ve elimde hesap makinesiyle finans sektöründe çalışmanın hayalini kurardım. Rol modelim babamdı ve hatta onunla aynı üniversiteyi bitirmek tek hedefimdi. Öyle de oldu! İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldum ve akabinde de 1998 yılında TEB’de MT olarak işe başladım. İlk 1 yıl ağırlıklı şube operasyon birimleri olmak üzere genel müdürlükte rotasyon yaptım ve ardından pazarlama serüvenim başladı. Finans sektöründe farklı banka ve faktoring şirketlerinde geçen 15 yıllık tecrübemin ardından 2013 yılında TAIB Yatırım Bankasında göreve başladım. O zaman banka Aksoy Ailesi tarafından satın alınmıştı ve yeniden kuruluyordu. 2015 yılında PASHA Bank’ın banka hisselerini satın almasıyla bankanın unvanı da PASHA Bank oldu. Son 8 yıldır da PASHA Bank’ta Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyorum.

Sizce iş hayatında kadınlara negatif ayrımcılık yapılıyor mu?

Kesinlikle bunu iş hayatı olarak sınırlamamak gerektiğini düşünüyorum. Ayrımcılık dilimize, günlük

hayatımıza her kademede yerleşmiş durumda. Kadına, hayvana şiddet üst düzeyde. Her gün milyonlarca fiziksel ve duygusal şiddet yaşıyoruz. Kötü bir sürücü gördüğümüzde “Kesin kadındır”dan ayrımcılığı tetikleyen “erkek sözü vermek”, “erkeklik sende kalsın”, “elinin hamuruyla erkek işine karışma” gibi deyimlere kadar bu öğretiyle toplum şekilleniyor. Bu öğretilerle büyüyen kişiler de bunu iş hayatlarına taşıyorlar. En kötüsü ise kadınların birçoğunun bütün olumsuzlukları içselleştirmesi, kadın olmayı kendileri için dezavantajlı bir durum olarak görmeleri. Sorunuza gelecek olursak da dünyada erkeklerin işgücüne katılım oranı yaklaşık yüzde 80 iken, kadınlarda bu oran yüzde 50. Türkiye özelinde baktığımızda ise erkeklerde yüzde 71,6, kadınlardaysa sadece yüzde 31,5. Sanırım şu oran dahi negatif ayrımcılığı gözler önüne seriyordur.

PASHA Bank olarak kadın istihdam oranınız nedir?

Dediğim gibi biz kendimizi kadın istihdamı konusunda diğer tüm bankalar arasında önemli bir noktada görüyoruz. Çalışanlarımızın yüzde 60’ı kadın olmakla birlikte yönetim kadromuzun yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor. PASHA Bank’a geldiğinizde her kademede kadın çalışanları görmeniz mümkün. Kendinize rol model aldığınız kadınlar var mı? Aslında çevremde gördüğüm her başarılı, azimli, çalışkan kadın benim rol modelim. Kadın kadının kurdu değil, yurdu olmalı diye düşünüyorum. Bunu söylemekle birlikte hayranlık duyduğum çok kadın var. Bunlardan biri Angela Merkel. Kaderine razı olmayıp karşı durması, toplumun dayattığı kalıpları yıkarak kendi hayatını yaşaması ve hayatı sürekli mücadeleyle geçse de hayata baş kaldırması itibarıyla Frida Kahlo’nun en güçlü kadın ikonlardan biri olduğunu düşünüyorum. Ve tabii Betül Mardin…

8 Mart ile ilgili mesajınız var mı?

Kadınlar hangi şartta olursa olsun yılmadan üretsinler, hayatın içinde yer alsınlar ve güçlü olsunlar. Kadınlar dünyanın en güzel, hassas ve güçlü varlıkları. Bunun farkına varsınlar, içlerindeki gücü dışarı çıkarsınlar. Atatürk’ün de dediği gibi “Yeryüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” Sürekli çalışan, üreten, insanların hayatına dokunan tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.

MARKASANAT BUSİNESS AKADEMİ EĞİTİM DANIŞMANI UZMAN PSİKOTERAPİST REFİKA YAZGAÇ

BİREYSEL VE TOPLUMSAL FARKINDALIK İÇİN ÇALIŞIYOR

Kariyer yolculuğunuz nasıl başladı?

Mesleki kariyerime hemşirelik ve daha sonra da psikolojik danışmanlık lisans eğitimleri alarak başladım. Daha sonra yüksek lisans eğitimi aldım. Kariyer hayatıma önce hemşire olarak başladım. Akabinde şu anda da devam ettirdiğim psikoterapist olarak çalışmayı tercih ettim. Psikoterapistlik; insan ilişkilerinde iletişimin, bağ kurmanın ne kadar önemli olduğunu deneyimlememi sağladı. Uzun yıllardır çeşitli üniversitelerin sağlık fakültelerinde, tıp fakültelerinde ve psikoloji ve psikolojik danışmanlık bölümlerinde dersler vererek sürdürdüğüm öğretim görevliliğimin, genç meslek adaylarıyla tecrübelerimi paylaşma fırsatı bulmama da olanak sağlıyor. Aynı zamanda kurumsal eğitimler de veriyorum. Yapılan araştırmaların sürdürülebilir insan kaynağı yaratmak, çalışanların aidiyet ve kuruma bağlılık düzeyini arttırmak için kurum içinde, çalışan destek programları geliştirilmesi gerekiyor. Çalışan destek programları; çalışanların yaşam becerilerinin zenginleşmesine aracılık eden psikolojik dayanıklılığı artırarak beklenmedik durumlara karşı güçlenmelerini sağlıyor.

Bir yandan da farklı projeler içerisinde yer alarak farklı alanlarda insanlara farkındalık yaratıyorsunuz.

Dünya Sağlık Örgütü raporlarına referansla “Her yerde sağlık” sloganı ile iş yerlerinin sağlığın geliştirilmesi başlığında önemli merkezlerdir. Bunun doğru değerlendirilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda çalışanların biyo-psiko-sosyal iyilik halini artıran her türlü uygulama; işe devamsızlık, sağlık harcamaları, tükenmişlik, turn over yüzdelerinde azalma, çalışan aidiyeti ve bağlılığında artış ve biz bilincini güçlendirecektir. Günümüzde pandemi ve doğal afetler gibi değişken, belirsiz, karmaşık ve muğlaklık dünyasında, başa çıkmamız gereken problemler her an değişiyor ve bu değişime uyum sağlayabilenler geleceğe sağlam olarak hazır oluyor. Yaşam ve çalışma biçimimiz liderlik tarzımıza kadar bildiğimiz her olgu yenileniyor. Belirsizliklerin ve değişimlerin getirdiği gelişimi takip etmek, sürekli öğrenmeyi, değerlendirmeyi ve uyum sağlamayı gerektiriyor.

Hem üniversitelerde ders veriyorsunuz hem kitap yazıyorsunuz hem de sosyal sorumluluk projeleriniz var.

Yaşadığımız değişken koşullarda vizyon yaratmak, belirsiz durumlarda anlayışlı olmak, muğlak ortamlarda kıvrak davranmak, umut, anlayış dayanıklılık, mutluluk düzeylerimizi fark etmek, kendi ve hayatımızdaki diğer bireylerin psikolojik sermayesini yönetmek gibi konularda Markasanat Akademi’de eğitimler planlayarak kurumları desteklemeye çalışıyorum. Psikoloji alanında uzun soluklu uzmanlık eğitimlerinden olan grup psikoterapisi alanında uzmanlara psikodrama eğitmenliği ve süpervizörlüğü de yapıyorum. Her eğitimli kadının Ulu Önder Atatürk’e ve onun kurduğu Cumhuriyet’e borcu olduğunu düşünerek sosyal meselelere hassasiyet gösteriyorum. Bu kapsamda kurucusu olduğum “Yarenlik Yolu” platformu ekibiyle çalışmalarımın yanı sıra bir çığ gibi hızla üzerimize doğru gelen demografik ve sosyolojik deprem olan ülke nüfusunun yaşlandığını dile gitirerek, bireysel, ailesel, toplumsal olarak bu sosyal değişime hazırlıklı olabilmemiz için deprem bölgesi de dahil farkındalık yaratan projeler yürütüyoruz. Halen üniversitelerde yarı zamanlı dersler de veriyorum. “İyileşme ve İyileşmede Gülümsemenin Gücü” ve “Ebelik-Hemşirelik Mesleğinde Yolumuzu Aydınlatanlar” adlı kitapların da yazarıyım.

UÇAR MERMER YÖNETİM KURULU BAŞKANI EMEL UÇAR

İHRACAT İÇİN DURMADAN ÇALIŞIYOR

Şirketiniz Uçar Mermer ve Granit’ten bahsedebilir misiniz?

Uçar Mermer ve Granit, Balıkesir ili, Ayvalık ilçesi, Altınova beldesinde, 1995 yılından bugüne kadar doğal taş ve maden sektöründe 1500 m2 kapalı 10000 m2 açık alan üzerinde faaliyet gösteren bir aile şirketidir. Ayvalık’ta bulunan fabrikamızın yanı sıra 2011 yılından beri Edremit Körfezi’nde de bölgenin en büyük mermer deposuna sahibiz. İç pazarda daha çok Ege bölgesi ve Çanakkale’den Balıkesir’e kadar uzanan bir müşteri yelpazemiz var. Gelişen iç piyasa koşullarına göre imalatı yapılan granit, mermer, traverten gibi doğal taş ve quartz malzeme türevlerinin montaj işlemlerini de gerçekleştiriyoruz. Ayrıca birçok quartz malzeme için bölge bayiliklerimiz bulunmaktadır.

Çok farklı bir sektörde faaliyet gösteriyorsunuz. Bu alanda çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Aslına bakarsanız ben mali müşavirim. Eşim ile tanıştıktan sonra mermer sektöründe buldum kendimi diyebilirim. Çok keyifli bir sektör. Herhangi bir yere gittiğimde ilk baktığım şey, “Hangi mermer kullanılmış? İşçiliği güzel yapılmış mı? Ya da uygulama doğru olmuş mu?” oluyor. Bizim sektörde çok güçlü ve öncü kadınlar var. Muğla’ya gittiğinizde fabrikalarda çalışan işçilerin birçoğunun kadın olduğunu da görebilirsiniz. Kadının elinin değmediği hiçbir sektör yok güzel ülkemizde.

İhracatta nasıl bir yol izliyorsunuz?

Firmamız, üretiminin belirli bölümünü, başta yakın komşumuz Bulgaristan olmak üzere ihracat yapmakta olup, proje bazlı çalışmalarda da bulunmaktadır. Bulgaristan’da bir de şubemiz yer alıyor. Bunun dışında başta Balkan ülkeleri olmak üzere Avrupa ülkelerine de yoğun bir ihracat yapıyoruz. Başlıca hedeflerimizden birisi, yöreden çalıştırdığı iş gücü ile yine yöreye ait olan doğal taşları işleyerek ülkemizin kalkınma ve istihdam arayış ve çalışmalarına mümkün olduğunca katkı sağlamaktır. Amacımız, ülkemizin topraklarından üretilen, kaliteli, sıcak ve doğal malzemelerin iç ve dış piyasada layık olduğu şekilde uygulanması ve talebin karşılanmasıdır. Her zaman “Müşteri memnuniyeti” ilkemiz, “Kaliteli imalat, gününde teslim” sloganımızdır.

Sektörünüzdeki son trendler neler?

Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de trendler sürekli değişiyor. Biz de firma olarak ürün yelpazemizi sürekli genişletmeye çalışıyoruz. Son yıllarda doğal taşlar dekoratif malzeme olarak çok tercih ediliyor. Ayvalık tarihi bir kentsel dokuya sahip olduğu için de genelde tarihi binaların restorasyonunda çok ön plana çıkıyor. En çok tercih edilen mermer türü de traverten oluyor. Mutfak uygulamalarında son dönemde quartz malzemeler tercih ediliyor. Fabrikamıza gelen müşterilerimizin beğendikleri doğal taş ya da quartz malzemelere göre talep ettikleri uygulamaların ölçülendirmesini yapıp hemen hayata geçiriyoruz.

Gelecek dönem hedefiniz nedir?

Önümüzdeki yıllarda İstanbul’a da bir depo açmayı planlıyoruz.

İş dışında neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?

İş hayatım dışında çok aktif olduğumu söyleyebilirim. Balıkesir Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi

üyesiyim. Aynı zamanda 2020 yılında, Ayvalık Belediye Başkanımız Mesut Ergin önderliğinde kurmuş olduğumuz Ayvalık Eğitime Destek Derneği’nin kurucu üyelerinden birisiyim ve 3 oğlum da yelkenci olduğu için Ayvalık Yelken İhtisas Kulübü’nde faaliyet gösteriyorum.

KARDİYOLOJİ UZMANI PROF. DR. ÖZLEM ESEN

SAĞLIĞA FARKLI YAKLAŞIMIYLA ADINDAN SÖZ ETTİRDİ

Bize kariyer yolculuğunuzu anlatabilir misiniz?

Doktor olmak aslında lise yıllarında aldığım bir karardı. Bu yönde merakım olduğu için Üsküdar Amerikan Lisesi’nde seçmeli biyoloji dersi almıştım ve ABD’den gelip Türkiye’de bilimsel araştırma yapan değerli bilim insanları ile tanışma fırsatım olduğunda kararlılığım daha da güçlendi. Sonrasında Cerrahpaşa İngilizce Tıp Fakültesi’nde okurken de bu “araştırmacı” bakış açısını koruyarak mezun oldum. Kardiyolojiyi seçmemin sebebi ise doğrudan yaşamın kendisiyle ilgiliydi. Kariyer yolculuğunda hayalim, insanların hayatlarında radikal anlamda olumlu yönde katkıda bulunmaktı. Yani hastalarımdan birine sigarayı bıraktırmak veya bir başkasını fazla kilolarından kurtulmak yönünde yüreklendirmek, onların hayatına dokunmak beni her zaman daha iyisi için motive ediyor.

Aslında siz kişiye özel tedavi uyguluyorsunuz. Bize biraz bu kavramdan bahsedebilir misiniz?

Günümüzde gençlerde kalp hastalığı artıyor. Değişik yöntemler kullanarak kişide hastalık durumunu ve risk yapısını belirlemek hayat kurtarıcıdır. Bu testlerin başında fonksiyonel ileri kalp görüntüleme tekniklerinin kullanması gelmektedir. Bahsetmiş olduğum testler, stres ekokardiyografi olarak nitelendirdiğimiz ekokardiyografi ve efor testinin özel şartlarda birlikte yapılmasıdır. Stres ekokardiyografi ile hastanın şikayeti olmadan damar hastalığı saptanması olasılığı efor testine göre çok daha yüksektir. Özellikle ailede erken kalp hastalığı olan riskli kişilerde ise “çok kesitli bilgisayarlı tomografi” ile “sanal anjiyografi” tetkiki ile damar haritasını yüzde 100’e varan netlikle görüntülemek mümkün. Bütün bu tanı yöntemlerinin tabii olmazsa olmaz parçası standart kan tetkikleri olduğu kadar kişiye özel farklı analizlerin yapılmasıdır. Daha genç yaşlarda ise çoklu gen analizleri yaparak genetik risk skorlaması kişinin erken yaşta kalp krizi riskini öngörebilmektedir. Tabii bu riskler tespit edildikten sonra sıra kişinin hastalığa karşı korunmasına geliyor. Herkes için kalp krizi riskini oluşturan neden farklı olabilmekte, obezite, insülin direnci, hipertansiyon ve yüksek kolesterol için belirlenmiş tedavi hedefleri kişiye göre bireyselleştirilerek gerekli görüldüğü takdirde ilaç tedavisine başvurulması önemlidir. Bu bağlamda kişiselleştirilmiş, güvene dayalı uzun soluklu doktor hasta ilişkisinin hastanın yaşam süresine olumlu katkıda bulunduğu yakın zamanda İngiltere’de yapılan bir araştırmada ortaya konmuştur. Bunun en önemli unsuru ise doktorun hastayı tanıyarak ona en uygun tedavi seçeneğini yıllar içinde “terzi’’ titizliğiyle sunmasıdır.

Sanırız, Health Up Exclusive projesi hastalarınızın memnuniyet sonucuyla ortaya çıktı.

Evet, projenin ana fikri bu oldu. Yıllarca sağlıklarını bize emanet eden takibimizde olan hastalarımızın memnuniyeti bizi motive ediyor. Onların bizi teşvik etmesiyle tecrübemizi ve birikimimizi “Health Up Exclusive”e taşımak istedik. Uzun zamandır bu proje üzerinde çalışıyor ve hastalarımız üzerinde de deniyorduk. Pandemiyle birlikte projeyi hayata geçirmek için en uygun zaman diliminde olduğumuzu düşündük. Health Up Exclusive’de, sağlık alanında hizmet veren birçok yerden farklı bir anlayışla size bahsetmiş olduğum “kişiye özel tedavide bütüncül sağlık takibi” dönemini başlatıyoruz. Sağlığınızın adım adım takipçisiyiz. Hastalığa yakalanmadan sağlıklı olmanızı sağlıyoruz.

SORTO BUSİNESS YÖNETİM KURULU BAŞKANI SİBEL PALACIOĞLU

STK’LARDAKİ BAŞARISINI KENDİ ŞİRKETİNE TAŞIDI

Kariyer hayatınız nasıl başladı?

Kariyer hayatım ilk olarak Ray Sigorta Genel Müdürlüğü’nde başladı. Keyifli bir 4 ay geçirdikten sonra İstanbul Ticaret Odası’ndan teklif alınca bir yanım buruk, bir yanım aşırı mutlu olarak İstanbul Ticaret Odası’nda göreve başladım. 7 yıl Etüt ve Araştırma Şubesi ve 7 yıl da Başkanlık ve Genel Sekreterlik Şubelerinde görev yaptım. İstanbul Ticaret Odası’nın her zaman çok büyük bir okul olduğuna inanırım. Bulunduğum şubelerde gerçekten çok değerli çalışma arkadaşlarımla, Genel Sekreterlikle, Başkanlıkla, Meclis Üyeleriyle yaptığım çalışmalar bana paha biçilemez tecrübeler kazandırdı. Dünyanın en büyük odasında iş hayatımın temellerinin atılmış olmasını, büyük bir şans olarak görüyorum.

Sorto Business’ı kurmaya nasıl karar verdiniz?

14 yıl İstanbul Ticaret Odası ve 9 yıl ZÜCDER ve EVFED gibi büyük sektörel STK’larda görev yaptığımı da düşünürsek, STK ve kamuya biraz daha pozitif ayrımcılık yapmamın doğal olduğunu düşünüyorum. Sivil toplumda yöneticilik yaparken, biraz daha toplumsal fayda sağlamaya yönelik yanınızın ağır bastığı, sosyal ve beşeri ilişkilerinizin kuvvetli, ekonomik bilgi, analiz ve biraz da gönül bağı ile desteklediğiniz bir yönetim şekli söz konusu oluyor. Özellikle iş dünyası örgütleri, sektörel STK’larda her zaman en değerli hazineniz üyelerinizdir. Üyelerinizin kalkınması, sorunlarının çözülmesi, rekabet güçlerinin artırılması, sonuçta daha üretken, daha çok satış yapan ve daha kârlı işletmeler olmaları için projeler geliştirirsiniz. Proje geliştirmedeki gücümü Sorto Business’a taşıdım. Şu anda şirketlerin, STK’ların iş başarılarını, ihracatlarını artırmaya yönelik organizasyonlar yapıyoruz.

İş ve özel hayat arasındaki dengeyi nasıl koruyorsunuz?

27 yıllık evliyim ve iki erkek çocuğu sahibiyim. Çocuklarım küçükken zorlandığım günler oldu evet ama ben hiç işimi bırakmayı düşünmedim. Bu benim için hiç bir özlem, bir hedef olmadı. Hedefim hep güçlü ve ekonomik özgürlüğü olan, ayakları üstüne sağlam basabilen bir kadın, bir anne, bir iş insanı olabilmekti. İşimi eve, ev hayatımı işime karıştırmamaya çok özen gösterdim. Her ne kadar evde de zaman zaman çalışıyor ve “mesai saati” kavramım olmuyorsa da kendime vakit ayırmaya, bulduğum her fırsatı çocuklarımla ve eşimle değerlendirerek, küçük de olsa aralar vererek, günleri ve anları ailemle birlikte unutulmaz kılmaya çalışıyorum. Biliyorum ki sağlıklı olursak, aile huzurumuz olursa daha mutlu oluruz ve daha mutlu olursak bu iş hayatımıza ve başarımıza da yansır. Hepsinin bir bütün olduğunun farkındayım ve işin anahtarının dengeyi sağlamakta olduğunu düşünüyorum. Bunu yapabildiğiniz an iki tarafın da birbirini olumlu etkilediğini göreceksiniz.

Kendinize rol model aldığınız kadınlar var mı?

Elbette var. Burada isim söylemek bence çok önemli değil ama hem dünyada hem de ülkemizde, gerek çok iyi bir anne ve aynı zamanda yönetici gerek ülkesini yöneten çok iyi bir siyasetçi gerek anne olmayı seçmemiş ancak hem iş hayatında hem toplumsal faydayı sağlamada her daim etkin, okuma fırsatı bulamamış ama kendisini çocuklarının geleceğine adamış, o kadar çok alkışı hak eden, fedakar, akıllı, güzel, savaşçı, yüreği kocaman ve her zaman hayata karşı dimdik duran kadın var ki, ben bunların hepsinden kendime ne kadar rol kapabilirsem, kendime o kadar değer kattığımı düşünüyorum. Sonuçta birbirimizden öğrendiklerimizle gelişip büyüyoruz.

Önceki Yazı

Kaşibeyaz Lezzet Grubu Genel Koordi̇natörü Si̇may Kaşibeyaz “İşi̇mi̇ Aşkla Yapiyorum”

Sonraki Yazı

Siber Suçların Tehlikeli Yeni Yüzü: Deepfake

Sonraki Yazı
Siber Suçların Tehlikeli Yeni Yüzü: Deepfake

Siber Suçların Tehlikeli Yeni Yüzü: Deepfake

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Eylül - Ekim 2023 Dergi

Kategoriler

  • Araştırma (21)
  • Cemiyet (5)
  • CEO'nun Güncesi (4)
  • Dekorasyon (1)
  • Gezi (10)
  • Kültür Sanat (2)
  • Mekan (4)
  • Moda (2)
  • Röportaj (22)
  • Sağlık (3)

Kategoriler

  • Araştırma (21)
  • Cemiyet (5)
  • CEO'nun Güncesi (4)
  • Dekorasyon (1)
  • Gezi (10)
  • Kültür Sanat (2)
  • Mekan (4)
  • Moda (2)
  • Röportaj (22)
  • Sağlık (3)
  • Dergi
  • Künye
  • İletişim

© 2022 Markahayat İş Dünyasının Hayata Yansıması.

No Result
View All Result
  • Moda
  • Araştırma
  • Cemiyet
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Mekan

© 2022 Markahayat İş Dünyasının Hayata Yansıması.