İstanbul’da mobilya satın alınacak adreslerin ilk başında gelen ve ziyaretçilerine sonsuz seçenek sunan MODOKO, yenilenen yüzüyle alışverişi keyifli bir hale getiriyor. Türkiye’nin mobilya üssü ve en büyük açık hava mobilya çarsısı MODOKO’da ev mobilyasından ofis mobilyasına, çocuk mobilyasından bahçe mobilyasına kadar aranılan her şeyi bulabilmek mümkün.
Türkiye’nin en eski mobilya alışveriş merkezlerinden biri olan ve ziyaretçilerine açık havada alışveriş keyfi yaşatan MODOKO, 50 yılı aşkın süredir herkesin tüm mobilya ihtiyacına cevap veriyor. 150 bin metrekarelik alanda 350 mağazasıyla 7’den 70’e her yaş grubundan ziyaretçisine sonsuz bir seçenek sunan MODOKO, günün şartlarına da ayak uyduruyor. Doğrudan 5 bin kişiye, dolaylı yoldan da 35 bin kişiye istihdam oluşturan MODOKO, özellikle yenilenen çehresiyle dikkat çekiyor. Bir yandan mobilya alışverişi yaparken bir yandan çocuklar çocuk oyun alanlarında vakit geçirebiliyor, geniş yeme içme alternatifleriyle alışverişe kısa bir mola verilebiliyor. Geniş otopark alanları, ücretsiz servis araçları ve
ulaşım kolaylığıyla MODOKO’dan alışveriş yapmak bir ayrıcalığa dönüşüyor. Tabii bunların arkasında başarılı bir yönetimin olduğunun altını çizmek gerekiyor. Özellikle pandemi döneminde yapılan çalışmalarla MODOKO daha da ön plana çıktı. MODOKO, Türkiye’nin en büyük sanal fuarını kurarak, internet sitesi olmayan, birbirine rakip firmaları bir şemsiyenin altında buluşturdu. 365 gün süren fuar, fuarların yapılamadığı bir dönemde sektöre can suyu oldu. Artan enflasyon karşısında fiyat sabitleme kampanyalarıyla herkesin mobilya satın almasını sağladı. MODOKO’nun yenilenen yüzünü, MODOKO Başkanı Koray Çalışkan’dan dinledik.
MODOKO, Türkiye’nin en büyük mobilya alışveriş noktalarından biri. MODOKO, ziyaretçilerine neler sunuyor?
30 futbol sahası büyüklüğündeki MODOKO, içerisinde 350 mağazayı barındırıyor. Doğrudan 5 bin, dolaylı olarak da 35 bin kişiye de istihdam sağlıyor. 50. yılımızı geride bıraktık ve 50 yılı aşkın süredir müşterilerimize her bütçeye ve zevke yönelik kaliteli ürünler sunduk. Klasik mobilyadan genç odasına, bahçe mobilyasından modern tasarımlara kadar aklınıza gelebilecek her bir ürün MODOKO’da mevcut. Ulaşım kolaylığı, açık hava ayrıcalığı, çocuk oyun alanları ve yeme içme noktalarıyla MODOKO her zaman ziyaretçilerinin keyifle alışveriş yapabilecekleri bir adres oldu. “Türkiye’nin mobilya başkenti” olarak mağazalarımızı daha rahat gezmek isteyen ziyaretçilerimiz için mağazalarımız arasında tur yapan ücretsiz 10 kişilik elektrikli ring araçları ve bisikletler de sunuyoruz.
Pandemi döneminde ziyaretçi rekoru yaşadığınız bir yaz ayını geride bırakmıştınız. Böyle bir başarıyı nasıl sağladınız?
Evet, çok büyük bir gurur yaşadık. Pandemi gibi dünyanın beklemediği, hiçbir ekonominin hazır olmadığı bir dönemden mobilya sektörü de çok etkilendi. Ancak bizim farkımız yaralarımızı hızlı sarmamız oldu. Mayısın ilk haftası sektörde güç birliği oluştu ve çarkları daha hızlı döndürmeye başladık. Bunun da meyvelerini aldık. Son 10 yılın en yoğun haftasonlarınaşahitlikettik.Bununenbüyüknedeni, “1 Haziran itibariyle devletimizin hayata geçirdiği, ihtiyaçlarınıza göre şekillendirebileceğiniz 4 yeni kredi paketiyle, çok daha rahat mobilya alışverişi için sizleri MODOKO’ya bekliyoruz!” dememiz oldu. Ziyaretçilerimize 6 ay ödemesiz, 60 aya kadar vade seçeneklerine karşılık yüzde 50’ye varan indirim fırsatları sunduk. Temmuz ayında da kampanyamıza devam ettik ve aynı yoğunluğu temmuz ayında da yaşadık. Kısacası pandemide dahi ziyaretçilerimize maksimum hizmet sunduk.
Pandemi boyunca gelişen dijitalleşmeyle ilgili neler demek istersiniz?
Dediğimiz gibi bu süreçte Türkiye’nin en büyük mobilya sanal fuarını hayata geçirdik. Belli ki yeni dünyada bu tarz salgınlarla daha fazla karşı karşıya kalacağız. Korona hepimiz için bir deneme oldu. Bundan sonrasına sektör olarak hazırlıklı olmamız gerekiyor. Nedir bu? İhracatta olduğu gibi iç pazarda da güçlü bir sektör oluşturmak. Gümrük kapılarının kapanması durumunda iç pazarda satışlarımızın sürekli devam etmesini sağlamak durumundayız. Koronavirüs nedeniyle satın alma alışkanlıklarında da değişimler gözlemlemeye başladık. Şu an Türkiye’de online perakende 50 milyar TL büyüklüğe ulaşmış durumda. Yıllık yüzde 40’lık bir büyüme performansı gösteriyor. 3 milyar TL ev ve dekorasyon kategorisinde gerçekleşiyor. Dünya üzerinde sosyal medya kullanımında önde gelen Instagram gibi platformların da gelişimiyle Türkiye’deki tüketicilerin özellikle sosyal medyadan daha çok ürün inceleme ve satın almaya yönelmesi gözlemlenen bir diğer değişimdir. Sosyal medya üzerinden satışların etkisini de çok fazla hissetmeye başladık. Bazı firmalarımız İngilizce/ Arapça dillerinde ürün tanıtımları yapıyorlar.
MODOKO Sanal Fuar’dan bahsedebilir misiniz?
Diğer fuarların aksine fuarımızda hem MODOKO’yu hem de MODOKO’daki tüm mağazaları 360 derece gezebiliyor, firma sahibiyle online ya da telefonda görüşebiliyorsunuz. 4 dil seçeneği sunduğumuz fuarı bir yıl boyunca devam ettirdik. İhracata yönelik yapılan 4-5 günlük fuarlar geçici ve yetersiz. Oysa kalıcı büyüme ve istikrarlı ivmelenme için Türk firmalarının yurt dışında konumlanması gerekiyor. Amacımız yapacağımız dijital reklamlarla da Türk mobilyasını tanıtmak ve herkesin bize istediği zaman ulaşmasını sağlamak. Çünkü ihracatta artık yeni trend sanal fuarlar ve biz de bu nedenle sanal fuar projemizi hayata geçirdik. Sanılanın aksine sanal fuar düzenlemek ciddi bir operasyon süreci gerektiriyor ve maliyetli de bir kalem. Aynı zamanda MODOKO internet sitemizi aktif ederek isteyenler internet sitesi üzerinden alışverişlerini de yapabiliyorlar.
Zaman zaman enerji sıkıntısı yaşadığımız bir dönem oldu. Siz MODOKO olarak nasıl bir önlem aldınız?
Enerji artık günümüzün en önemli maddelerinden bir tanesi. Geçtiğimiz yıl, Çin’de 4-5 ay süren enerji sıkıntılarına şahit olduk. Enerji sıkıntısı, üretememek demek ve Çin, bu yüzden bazı yerlerde ciddi pazar kayıpları yaşadı. Onların kayıp yaşadığı noktalarda biz bunu avantaja çevirdik. Ancak aynı sıkıntıları sizin de belirtmiş olduğunuz üzere biz de yaşadık. 2021 yılında toplamda 60 gün kapanma, 2022 yılında da 3 gün enerji kesintisi oldu. Akkuyu göreve başladığı zaman Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 10’unu tek başına karşılayacak. Ciddi bir kapasite artırımı. Bununla birlikte doğalgaz arama sonuçları olumlu sonuç verdi. Doğal gaz da evlere girmeye başlıyor. Öyle ki cumhurbaşkanı bir yıl boyunca mutfaklarda doğal gazın ücretsiz olacağı müjdesini de verdi. Ülkemizin enerjide yurt dışına bağımlılığının azalması bizleri mutlu ediyor. Doğal gaz rezervlerinin artması, Akkuyu’nun göreve başlamasıyla birlikte enerji sıkıntısı çözülecektir. Biz de bir yandan yenilenebilir enerji araştırması içerisindeyiz. Anlatmak istediğim önümüzdeki dönem Türkiye, enerjide de avantajlı bir konuma geleceği için mobilya sektörü olarak mevcut alt yapımıza ek, enerji avantajımızla da ihtiyaçlara çok daha iyi cevap verebileceğiz. Başka bir gündem maddemiz de tabii ki sürdürülebilirlik. Mobilyaların geri dönüşümü üzerine çalışıyoruz. Çünkü hammaddenin sınırlı olduğunu biliyoruz. Geri dönüşüm üzerine yaptığımız araştırmaların sonuçlarını da en kısa vadede alacağız. Kısacası sektörümüz dijitalleşme, sıfır atık ve enerji kavramları üzerine yoğunlaşıyor. Biz de MODOKO olarak elimizden geleni yapıyoruz.
Sürdürülebilirlik son dönemin en önemli konusu. Mobilyanın geri dönüşümü mümkün mü?
Mobilyada geçmiş yıllara oranla mobilya değiştirme sıklığı 8 yıla kadar düştü. Evlenmelerde, boşanmalarda, taşınmalarda ya da trend takibinde hemen mobilyalarımızı değiştiriyoruz. Değiştirilen her mobilya ise çöp yığınlarının arasına karışıyor ya da yakılıyor. Bu da her yıl mobilya üretiminin yüzde 70’inin çöpe gitmesi, başka bir ifadeyle ülke ekonomisine zarar verilmesi anlamına geliyor. Avrupa Mobilya Üreticileri Federasyonu’nun istatistiklerine göre AB’deki mobilya atıkları, toplam kentsel katı atık akışının yüzde 4’ünden fazlasını oluşturuyor. AB mobilya atıklarının yüzde 80 ila 90’ını yakıyor, sadece yüzde 10’unu geri dönüştürüyor. En çok mobilya atığında bulunan ülkeler sıralamasına bakıldığı zaman 2 milyon ton üzerinde atıkla Almanya ilk sırada geliyor. Yaklaşık 1,5 milyon ton atıkla sıralamayı, Fransa, İtalya, Birleşik Krallık izliyor. Bu ülkeler arasında İtalya, mobilya geri dönüşümü noktasında iyi bir noktaya geldi. Yani mobilyayı geri dönüşümde yeniden toz haline getiriyorlar ve bunu belirli işlemler dahilinde yeniden MDF haline getirip kullanıyorlar. Türkiye’ye baktığımızda ise geri dönüşümün oranı sadece yüzde 5. Ne yazık ki ağacı kesip kullanmak daha ucuza gelse de çevreyi düşünmek, hammadde sıkıntısına düşmemek gibi konuları önümüze alıp cam, plastik, kağıt gibi materyallerde olduğu gibi geri dönüşüm şirketlerinin mobilyanın geri dönüşümü için de yatırım yapmasını istiyoruz. Mobilyada sürdürülebilirlik için çocuklarımızın geleceği için geri dönüşüm konusunu ivedilikle devreye sokmalıyız. Ne yazık ki mobilya üretirken ortaya çıkan talaşı dahi yeniden kullanabilecekken, üstüne para verip ancak çöpe attırabiliyoruz. Sürdürülebilirlik deyince mobilyada da yeniden kullanımı artırmak, çevreci mobilya üretimini teşvik etmek, bunun için eko etiket standartları getirmek, yeşil ürün işaretiyle tüketiciyi çevresel ürünleri kullanmaya yönelik teşvikte bulunmak, tüketicilerin mobilyaları yeniden kullanım ve geri dönüşüme yönelik iade etmeleri için teşvikler hayata geçirilebilir. Örneğin, depozito iade planı veya modüle edilmiş bir “hacimli atık” toplama ücreti gibi uygulamalarda bulunulabilir. Hatta ilk aşamada MODOKO olarak tüketicilerden eski mobilyalarını ve fabrikalarda çıkan talaşları, kereste artıklarını ücretsiz bir şekilde geri dönüşüm merkezlerine verebiliriz. Geri dönüşüm sektöründe (cam, plastık, kağıt), mobilya ürünleri üzerine yani mobilya hurdacılığı üzerine yeni bir alt kategori oluşturulmalı. Sunta üreticilerine ormanlar yerine geri dönüşüm ürünleri kullandıkları takdirde daha avantajlı olacakları teşvikler uygulanmalı. Hükümetin de teşvikte bulunması gerekiyor. Kısacası yeni nesillere sürdürülebilir bir gelecek bırakmak istiyorsak, ormanları kesmeden eski mobilyalarımızı geri dönüştürebilmeliyiz.
Fiyat Sabitleme Kampanyası”yla da büyük ses getirmiştiniz.
2022’de mobilya sektörü hammadde bulmakta zorlandığı için arz talep dengesi bozuldu. Bizim aldığımız ürünlerde yaşadığımız çok ciddi zamlardan ötürü, fiyatlarımız çok ciddi mertebelerde zamlandı. Öyle ki enflasyon paketinde en çok fiyatı artan ikinci ürün mobilya oldu. Yıl sonuna doğru işler tersine dönmeye başladı. Şu anda hammadde bulmakta zorlanmıyoruz. Hammaddeyle ilgili stoklarımız yeterli seviyeye gelmeye başladı. Biz de elimimizi taşın altına koyarak artan asgari ücrete, enerji ve diğer maliyetlere rağmen MODOKO olarak “Fiyat Sabitleme Kampanyası”na dahil olduk. Fiyatlarımızı sabit tutmanın yanında taksit kampanyalarıyla da tüketiciyi destekledik. Uygun fiyatlar karşısında tüketicimizin yüzünü güldürdük diyebiliriz. Tüketicilerden çok olumlu geri dönüşler aldık. Hem onların ihtiyaçlarını karşıladık hem de MODOKO olarak her dönem onların yanında olduğumuzun mesajını verdik. Ekonomiye can suyu olurken, hereke alışveriş keyfi yaşattık.
Malum düğün sezonundayız. Bir düğün paketinin maliyeti nedir? Hangi ürünleri kapsıyor?
Bu her evin metrekaresine ve zevke göre değişen bir konu. O yüzden net bir rakam söyleyebilmek mümkün değil. Ama genel olarak şöyle bir şey söyleyebiliriz. Oturma, yemek ve yatak odası takımının dahil olduğu paketin minimum tutarı 50 bin TL’den başlıyor ve fiyat milyon TL’lere kadar çıkabiliyor.
Mobilya sektörü hakkında bilgi verebilir misiniz?
20 milyar dolar büyüklüğe ulaşan mobilya sektörü, 10 bin ihracatçıyı, 36 bin üreticiyi ve 65 bin işyerini barındırıyor. Sektör, 210 bin kişiye doğrudan, 300 bin kişiye de dolaylı yoldan istihdam sağlıyor. Kilogram başına ihracatın 2,74 dolar olduğu sektörde, 1 milyon doları aşkın ihracat yapan firma sayısı yaklaşık 600’ü buluyor. İthalatın sadece 500 milyon dolar olduğu mobilya sektörü, inşaat sektörüyle birlikte büyüyerek Türkiye’nin önemli sektörlerinden biri durumuna gelmiştir. Sektör, 2022 yılını 4,7 milyar dolar ihracatla kapattı. Bu yılı da 5 milyar dolar ihracatla kapatmaya hazırlanıyoruz.
Sektörünüzün 2050’ye dair projeksiyonlarıyla ilgili hazırlıklar var mı?
Odak noktamız markalaşmayı sağlamak… Göreve geldiğimiz ilk günden bu yana Ur-Ge projeleri, ihracatımızı daha katma değerli hale getirecek hamlelere yoğunlaşmış durumdayız. Özellikle yakın coğrafyalar açısından Türkiye’yi mobilyada bir üretim üssü haline getirmek için önümüzde hiçbir engel bulunmuyor. Hem tasarım hem de üretim gücümüz var ancak doğru tanıtım, markalaşamama, ürünlerimizi daha katma değerli pazarlayamamak, en büyük sıkıntılarımız.
Yoğun bir temponuz var. Kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz?
İş hayatı dışında birçok spor dalıyla ilgileniyorum. Öncelikle orta okul yıllarımdan beri lisanslı yüzücülükle başlayan bir deniz sevdam bulunuyor. Bunu daha sonraki yıllarda lisanslı dalgıçlığa ve oradan da lisanslı kaptanlığa taşıdım. Küçük bir teknemiz var. Hafta sonları havalar güzel olduğunda eşim ve çocuklarımla birlikte denize açılıyoruz. Aynı zamanda resim yapmayı da seviyorum. Evimizde kendime ait bir hobi odası bulunuyor. Orada vakit buldukça kafamı boşatmak için yağlı boya doğa resimleri yapıyorum.