Nazım Hikmet’in şiirlerine konu ettiği, edebiyatın ünlü yazarı Kafka’nın şehri Prag, bir yandan sizi orta çağa geri götürürken bir yandan da modern zamanın tüm olanakları bir arada sunuyor.
Güneşli günlerin en çok yakıştığı şehirlerden biri olan Çekya’nın başkenti ve en büyük şehri Prag, Altın Kent, Şehirlerin Anası, Avrupa’nın Kalbi gibi isimlerle anılıyor. Prag, sokaklarında insanların özgürce dolaşabildiği 7/24 güvenli Avrupa şehirlerinden biri. Zamanın yavaş aktığı, eğlenceyi seven insanlarıyla rahat ve keyifli bir şehir. Hanedanlık savaşlarından İmparatorluğa, bağımsız Çekoslovakya Cumhuriyeti’nden Komünist Rejime, Kadife Devrimine, Nazi saldırısına ve işgaline, Slovakya’nın bağımsızlığını kazanmasından Çek Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne katılmasına kadar Prag, birçok farklı tarihi olaya tanıklık etmiş. Orta Avrupa’nın en bozulmamış şehirlerinden biri Prag’ın bin yıllık bir tarihi var. Şehrin kuruluş tarihi, Prag Kalesi’nin ilk kurulduğu 880 yılı olarak kabul ediliyor. O zamandan beri şehrin ismi, şekli ve yönetim biçimi birçok kez değişmiş. Bir nevi açık hava müzesi şeklindeki şehir, 1992 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine de girdi.
Guiness Rekorlar Kitabı’na giren kaleye sahip
Prag’a geldiğiniz zaman bir saniyenizi bile boş geçiremeyeceğiniz dolu dolu bir program sizi bekliyor. Old Town ya da Eski Şehir Meydanı, Prag’ın tam merkezinde yer alıyor ve kentin kalbi olarak biliniyor. Jan Hus Anıtı, Tyn ve Aziz Nikolas Kilisesi, Eski Belediye Sarayı gibi görkemli tarihi binalar ve renkli yeme içme mekanlarının hepsi bu meydanda bulunuyor. İşte o eserlerden biri olan Astronomik Saat Kulesi, tepesine çıkıp Prag’ı kuş bakışı izlemeniz için muazzam bir adres. Yine kulenin bodrum katına inip Gotik dönemlerden kalma gizemli odaları keşfedebilirsiniz. Prag Kalesi de 9.yy’de inşa edilen ve dünyanın en büyük kaleleri arasında yer alıyor. Zaten kale, Guiness Rekorlar Kitabı’na dünyanın en büyük antik kalesi olarak da geçmiş. Aziz Vitus Katedrali, şehrin en bilinen yapılarından biri. Prag Kalesi kompleksi içerisinde yer alan katedrali ilk gördüğünüzde, 500 yıllık bir yapıymış gibi görünse de aslında Aziz Vitus Katedrali’nin inşaatı 1929 yılında tamamlanmış. Vlatna Nehri üzerinde bulunan Charles Köprüsü’nün her iki yanı kuleler ve Barok mimarisine ait 30 heykelle çevrili. Turist akınına uğrayan bu köprü, artık şehrin simgelerinden biri haline dönüşmüş. Eskiden bu köprü yerine başka bir köprü varmış. 1357 yılında Charles IV tarafından bu köprünün üzerine Charles Köprüsü olarak da bilinen Karl Köprüsü yapılmış. Özellikle yaz aylarında oldukça yoğun ilgi gören köprü; sokak müzisyenlerinin, ressamların ve zanaatkarların buluşma noktası oluyor.
Franz Kafka Müzesinde tarihi yolculuk
Prag’da gezilecek yerler arasında en tanınmış yapılardan biri olan Tyn Kilisesi, görkemli mimarisi ve iç mekan süslemeleriyle dikkat çekiyor. 80 metre uzunluğunda ikiz kuleleriyle de ilgi görüyor. Gotik mimarisiyle dikkat çeken Tyn Kilisesi’nin bugünkü görünümü 1385 yılında inşa edilmiş olsa da kilisenin kökenleri çok daha öncesine uzanıyor. Tabii buraya kadar gelmişken şehirle özdeşleşen Franz Kafka’nın müzesini gezmeden olmaz. Franz Kafka Müzesi, Vltava Nehri kıyısındaki Yeni Şehir bölgesinde bulunuyor. Prag doğumlu olan Franz Kafka’nın eserlerinin, yazışmalarının, günlüklerinin, el yazmalarının, fotoğraflarının ve çizimlerinin ilk baskılarının çoğunun yer aldığı bu müze, hem tarih hem sanatseverler için mükemmel bir deneyim sunuyor.
Ne Yenir? Ne İçilir?
Çek Cumhuriyeti’ne özgü yerel lezzetleriyle ön plana çıkan Prag’da ve özellikle geleneksel cheesecake’in ya da trdelnik’in tadına bakmalısınız. Macar et yemeği olan Gulas, kıvamlı ve leziz sebze çorbası olan Kulajda, farklı usulde pişirilen biftek yemeği Svickova Na Smetane, peynirden yapılan Nakladany Hermelin geleneksel Prag yemekleri arasındadır. Apple strudel, sufle, profiterol, meyveyle doldurulmuş hamur işi Ovocne Knedlinky, bir krep çeşidi olan Plačinky de Prag’a özgü tatlı çeşitleridir.
Almadan dönmeyin!
Prag’da alışveriş yapmak için en uygun bölge Old Town yani Eski Şehir bölgesidir. Birbirinden farklı hediyelik eşyaların sıralandığı tezgahlara ev sahipliği yapan bölgede; mağazalar, tasarım butikleri, pazarlar bulunuyor. Antika eşyalara ilginiz varsa Old Town ve Mala Stana bölgelerini gezmelisiniz. Old Town Meydanı’yla Wenceslas Meydanı’nı birbirine bağlayan yolda kurulan Havel Pazarı ise yoğun ilgi gören pazarlardan. Na Prikope Caddesi de yine alışveriş merakınızı giderebileceğiniz adreslerden.
