CEO’lar, son dönemde sosyal sorumluluk projelerine hız kattı. CEO’lar, hem yönettikleri şirketlerde hem de kendi hayatlarında çinsiyet eşitsizliğinden çevre sorunlarına kadar önemli gündem maddeleriyle ilgileniyorlar.
Özellikle pandemiyle birlikte çevre, sağlık, eğitim gibi konulara duyarlılık da artmaya başladı. Şirketlerin birçoğu sosyal sorumluluk projeleri için bütçelerdeki paylarını artırırken, her şirket kendi profiline uygun bir yol haritası çiziyor. Bu anlamda CEO’lar şirketlerin sosyal sorumluluk projelerini kendi özel hayatlarına da taşıyorlar. Sosyal sorumluluk konusunu gündem maddelerine alan CEO’ları araştırdık.
Opet Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk
“FARK YARATAN İYİLİK YOLCULUĞUM”
En büyük hazine
Kişinin kendi güçlü yanını ve motivasyonunu bulması bence en büyük hazine. Şu an en çok önem verdiğim konu, kadın istihdamı ve toplumsal cinsiyet eşitliği. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin tam olarak sağlanması halinde sosyal, ekonomik pek çok konu da doğrudan ve olumlu anlamda etkileniyor. Adımlarımızı iyi bir çevre, toplumun iyiliği ve daha da iyi bir kurum olmak için atıyor, bunu teşvik ederek gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Ben buna “Fark yaratan, iyilik yolculuğu” diyorum.
Fırsat büyük
Bireysel olarak başlayan bu farkındalığı, doğası gereği içinde yaşadığım ve çalıştığım toplumla tüm vatandaşları da kapsayan bir sorumluluk alanına dönüştüğünügördüm. OPET bünyesinde yürüttüğümüz çalışmaların dışında bir de TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanlığı görevine devam ediyorum. Kadının eğitime, çalışma hayatına veya siyasete katılımındaki engeller dünya ölçeğinde genel bir sorun.
“Önyargıları kırmalıyız”
Çocuğunu büyütürken büyük başarılara imza atan birçok kadın bilim insanı, araştırmacı, iş insanı, girişimci, yönetici yerleşmiş önyargıların aksini ispatlıyor. Bu başarı hikayelerini daha çok anlatmaya, kadınlara ilham vermeye ihtiyacımız var. Önyargıları kırmak hepimizin görevi. Gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya bırakmak istiyorsak herinsanıneşitolduğugerçeğineodaklanmak zorundayız.
Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay
“ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMALIYIZ”
Sosyal girişimcileri destekliyor
Hepimizin tek arzusu var: Daha adil, daha eşit, daha kapsayıcı ve daha sürdürülebilir bir dünyada yaşamak… Eğer böyle bir dünya istiyorsak konfor alanımızdan çıkmalı ve elimizi taşın altına koymalıyız. Eski bir Afrika atasözüne göre, “Yaranın yanında bir nimet bulunur.” Bu sözü gerçek kılanlar, günümüzün kronikleşmiş sorunlarına yenilikçi, kalıcı, etkili ve ezber bozan çözümler geliştirmeye çalışan sosyal girişimciler. Şikayet etmek yerine çözüm aramaya yönelen, “bu ülkeyi, dünyamızı geleceğe taşıyacak kanatlarımız” olarak gördüğümüz sosyal girişimcilere sahip çıkmayı görev kabul ediyoruz.
Vatandaş Zeynep
Kıyamet senaryolarını bir kenara bırakıp fikir üretmek, iyiye doğru gelişimi sağlamak gibi bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Sorumluluğu olan liderlerin, hayatı iyileştirecek cesur ve kararlı adımlar atabilmesi için biraz da aktivist olması gerektiğini savunuyorum. Şahsen sadece kendi grubumuzun öncelik ve hedeflerine odaklanmıyorum. Vatandaş Zeynep olarak da toplumun genelini ilgilendiren, sosyal girişimcilik, yerel kalkınma, kadının güçlendirilmesi, çevre, iklim değişikliği gibi konulara akıl yoruyorum. Bu yolda daha güzel bir dünya hedefiyle sosyal girişimcilerle kol kola ilerlemekten mutluluk duyuyorum.
Arçelik Global CEO’su Hakan Bulgurlu
“ÇEVRE KONUSUNDA AKTİVİSTİM”
“Duyarlı olmak zorundayız”
Çevresel sorunlar, iklim krizi ve sürdürülebilirlik hem bireysel hem iş hayatımda en ilgili ve aktif olduğum alanların başında geliyor. Çocukluğumdan bu yana çevreyle olan yakın ilişkim ve iklim krizinin gezegenimizi tehdit eden en büyük sorunlardan biri olması bunun en önemli nedenleri. Dünya genelinde bütüncül bir dönüşüm gerçekleştirmezsek küresel ısınma önümüzdeki 20-30 yılda 1,5 C hatta 2 C’ye çıkabilir. Bilimsel çalışmalar, bu artışın hayatlarımız üzerindeki etkisinin çok daha sert olacağını açıkça gösteriyor. Bu nedenle iklim kriziyle mücadele etmek ve çevre konusunda duyarlı olmak zorundayız.
“Adımlarımın sonucunu düşünüyorum”
Attığım hemen her adımın ve aldığım her kararın çevresel etkisini düşünerek hareket etmeye çalışıyorum. Örneğin; satın alma kararlarımda karbon ayak izini gözetiyorum. Tek kullanımlık plastikleri hayatımdan çıkardım. Yerel üreticilerden alışveriş yapmayı tercih ediyorum. Alışverişte plastik yerine bez torbaları kullanıyorum. “Etsiz pazartesi” akımına uyarak pazartesi günleri et yemiyorum. Çocuklarımın da çevreyeduyarlıyetişmesiniönemsiyorum.Onlarla evde atıklarımızı ayrıştırıyor, gıda atıklarımızı komposta dönüştürüyoruz. Çevremdeki herkesi konu hakkında bilinçlendirmek için çalışıyorum. Kendimi aktivist olarak tanımlayabilirim.